9 Nisan 2012 Pazartesi

FARKLI GELİN ÇİÇEKLERİ

Bir gelini asla çiçeksiz düşünemiyorum..Her gelinin canlı ya da yapay mutlaka çiçeği olmalı, olmalı ki ilerde evinin bir köşesini süsleyebilsin :)Bir de düğünlerde çiçek atıp kaptırma olayı var. Eğer atarım çiçeğimi diyorsanız bu çiçeklere bir daha bakın ve öyle karar verin eminim kıyamayacaksınız :) o sebeple atacağınız başka bir çiçek yaptırmakta fayda var..zira bu çiçekler harikaaaaaaa














Bebeklerin Az Uyumaları ve Çareleri



Bebeğiniz umduğunuzdan daha az uyuduğunda üzülebilirsiniz ancak bu sorunu yaşayan sadece siz değilsiniz.Bebeğinizin kendine has uyku düzeni günden güne ve geceden geceye değişebilir.Bebeğinizin ilk haftalarında bebeğinizin uyku düzeni sizi etkileyecektir.Uykularınızın bölünmesi ve gece beslemeleri sizin yaşam rutinizi değiştirecektir.Yenidoğan bebeğiniz en gürültülü ve hareketli anlarda uyuyacak ve buna rağmen ani bir seste uyanacaktır.Çoğu zaman çok uykulu görünen bebeğiniz emzirme vaktinde bile uyanmıyorsa hasta olabilir. Bir bebeğin hiç hastalanmayacağını zaten düşünmeyin. Eğer endişelenirseniz çocuk doktorunuzu arayabilirsiniz.

Işığı açmadan ihtiyaçlarını giderin

Gece bebeğinizi beslemeniz, altını değiştirmeniz gerekirse ışığı açmadan, yumuşak bir sesle onunla konuşarak bunu yapmalısınız. Bebeğiniz gece ve gündüz arasındaki farkı bilmez. Bebekler gece uyumaya alışmış olarak dünyaya gelmezler. Size duygusal olarak bağlı bebeğinizin size gece veya gündüz ihtiyaç duyduğunu unutmayın. Ailenizdeki uyku düzenini ona öğretmek biraz zaman alabilir.

Bebekler yetişkinlerden daha hafif uykuya sahiptir
Yetişkinler ile bebeklerin uyku derinliklei de farklıdır. Yetikinler uykularının % 75 – 80′inde derin uyurlar. Bebekler ise uyku dönemlerinin % 50’sinde hafif uykudadırlar yani çok kolay uyanabilirler. Araştırmalarda 9 aylık bebeklerin % 22’sinin zor uykuya daldığını gösteriyor. Gece uyanmaları 9 aylık bebeklerin % 42’sinde ve 1-2 yaş aralığındaki bebeklerin % 20 ve 26’sında görülüyor. 6 aydan sonra bebeklerin % 50’sinde yeni uyku problemleri, gece uyanmaları ile karşılaşılabilir. Uyku ihtiyacı çocuktan çocuğa değişir. Bazı bebekler 8 saat veya daha çok uyumaya ihtiyaç duyabilir, bazıları da 5 veya 6 saat civarında uyku ile yetinebilir. Bazıları gece 22:00 gibi bazıları da gece yarısı uykuya dalabilir.

İlk 5 ay
Yenidoğanlar ilk 5 ayda geceleri uyanarak yaklaşık 8 saat uyur. Belki uyanmadan 1 saat, belki de 3-5 saat uyuyabilirler.

Önemli noktalar
* Anne sütü ile beslenme bebekler için en yararlısıdır ancak bu onların sık uyanmalarına ve uykularının hafif olmasına neden olabilir.

* İlk aylarda bebeğinizin uyku düzenini oluşturmaya ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, bebeğiniz gece ve gündüz arasındaki farkı öğreninceye kadar sabırlı olun.

* Bazı bebekler 3-4 ay civarında gecede 5-6 saatlik sıkı bir uyku çekebilirler. Bazıları ise önceden olduğundan daha sık uyanabilirler.

Rutin hale getirmek
İlk 1-3 ayda uyku düzeni sabahları kesintisiz uyuma, öğleden sonra da kısa bir uyutma düzeni ile rutinleştirilebilir. Gece uyanmaları normalleşir ve bu şekilde devam eder.

Bebeğiniz büyürken…
6-8 civarında bebeğiniz geceleri beslenmeye ihtiyaç duymaksızın 6-8 saat uyuyabilir. Ancak uyku ve beslenme düzenlerinin hep aynı kalmayacağını hatırlayın. Ayrıca, bebeğiniz sizinle aynı uyku saatlerini paylaşmak zorunda değildir. Belki siz gecenin bir yarısı uyanacaksınız.

Bebeğinizi nasıl uyutacağınızı ve gece uyandığında tekrar uykuya dalmasını nasıl sağlayacağını öğrenmek zorundasınız. Bebeğinizi her zaman uyutmaya çalışırsanız uyku problemleri ortaya çıkabilir.

Gece boyunca…
3 aylıkken bebeğinizin uyku düzenlerine dikkat ederseniz alışkanlıklarını güçlendirirsiniz.

Eğer gece az uyumaktan huzursuzsanız, moraliniz kötüyse ve sabrınızı kolayca kaybediyorsanız çocuğunuzun uyku sorununu çözmeniz gerekiyor. Bunu yapmanın birçok yolu bulunuyor ve bunu ailenizin rahatı için kısa zamanda seçmenizi öneririz. Çoğu aile bebek uyuyuncaya kadar saçlarına ve ellerine dokunarak beşiğin yanında kalmayı tercih eder. Aşama aşama onu bu şekilde uyutmaktan vazgeçerek, yanında durmaktan yavaş yavaş uzaklaşabilirsiniz. Kapıya yakın oturup odadan ayrıldıktan sonra artık odada kalmaya ihtiyaç duymayabilirsiniz. Eğer bebeğiniz uyanırsa veya huzursuz olursa yanına giderek sadece “gece gece” diyerek fazla müdahale etmeden yerinize geri dönebilirsiniz.

Bebeğiniz kendi odasında uyusun
Bebeğinizin uyku düzenini oluştururken her zaman kendi yatak odasında kalmasını sağlayın ve daha kolay uyuyabileceğini düşünerek farklı mekanlara, TV yanına veya insanların yanına götürmeyin. Bu sefer daha fazla uyanmaya başlayacaktır. Ağlamaların normal olmadığını düşünüyorsanız mutlaka doktorunuzla nedeni hakkında konuşmanızı öneririz.

Uyku düzenini oluşturmak için…
- Yatma zamanına, banyo, beslenme zamanlarını sürekli değiştirmeyin…
- Uykuya dalması için bebeğinize zaman tanıyın. Ağlayınca hemen kalkıp bakmayın ancak bebeğiniz çok uzun süre ağlıyorsa onu asla o halde bırakmayın.
- Bebeğinizin gece ile gündüzü ayırt etmesi için gece gündüze oranla biraz daha sessiz bir ortam oluşturun.
- Bazı bebekler ev halkının seslerini duyduklarında daha mutlu olurlar. Bebeğinizin uykusunun geldiğinden emin olduğunuz zaman hikayeler anlatabilirsiniz. Ailenizde stres faktörü fazla ise bebeğinizin bunu hissedebilir ve uyumakta zorlanabilir.
- Yazın hava daha aydınlık olacağı için bebeğiniz erken uyanabilir. Bu nedenle daha loş bir ortamda uyumasını sağlayabilirsiniz. Bebeğinizle ilk 6 ay aynı odada uyuyabilirsiniz.

7 Nisan 2012 Cumartesi

MAYDANOZUN YARARLARI


Maydanozun gençleştirmede, metabolizmanın hızlanmasında (detoks etkisi nedeniyle ve içeriğindeki yoğun klorofil sebebiyle), cilt tazeliğinin, güzelliğinin geri kazanılmasın da ve korunmasın da rolü büyüktür. Maydanoz bu gücü içerdiği etkin maddelerin özelikle karaciğer metabolizması üzerindeki olumlu etkisinden ve tüm vücutta yabancı kimyasal maddeleri atabilme özelliğinden alır. Maydanoz, karaciğerde bulunan ‘glutarhione-S-transferaz(GTS) enziminin aktivitesini yükseltir. GTS enzimi gerek besinler yoluyla gerekse de solunum yoluyla aldığımız kimyasal maddeleri zararsız hale dönüştürür. Sabahları aç karnına hazırlanacak maydanozun püresi içildiği takdirde hem metabolizma çalışmaya başlar hem de yağ akışını hızlandıracak olan C vitamininin bir kısmı doğal olarak vücuda alınmış olur. Eğer ben maydanoz püresini içmem diyorsanız, şunu deneye bilirsiniz. Maydanozlar ince ince kıyılıp, içine 2 tane domates rendelenir. Bir kaşık sirke, limon ve bir kaşık zeytinyağı eklenerek maydanoz salatası yapılır

14 Mart 2012 Çarşamba

Beyni geliştiren besinler

  • Beyin sadece glikoz ve oksijenle çalıştığından meyvelerde bulunan meyve şekeri kolayca glikoza dönüşür. 
  • Sabahları geç kahvaltı ediyor ya da kahvaltıyı ihmal ediyorsanız, o zamanmevsimlik meyve, meyve suyu ve bir bardak ılık su almayı alışkanlık hale getirin.
  • Sabah bir tatlı kaşığı bal.
  • Zencefil içerdiği maddelerle, beynin yeni fikirler üretmensini sağlar.
  • Kimyon akla yeni fikirler getirir.
  • Havuç hatırlama yeteneğimizi artırır; çünkü beyin metabolizmasını canlandıran enzimler içerir.
  • Ananas ezberlemek için çok yararlı bir besindir.
  • Avokado kısa süreli hafıza için tüketilebilir.
  • Çilek stresin etkisini azaltır.
  • Limon algılama yeteneğini artırır.
  • Soğan aşırı yıpranmaya, fiziki yorgunluğa karşı kanı sulandırır. Böylece beyin oksijeni daha kolay alır.
  • Balık beyin hücrelerinin gelişimini sağlayan Omega-3 içerir. Haftada bir kez yenmesi tavsiye edilir.
  • Yumurta İçindeki kolin maddesi, beyin hücrelerini yeniler, güçlendirir.
  • Ay çekirdeği, bir avuç çekirdek yemek sinirleri yatıştırır. Ayrıca kasların gevşemesini sağlayan magnezyum sayesinde iyi bir uyku sağlar.
  • Yulaf, vücuda yavaş yavaş ama iyi bir enerji sağlar. Her gün kahvaltıda yemeye dikkat edin.

13 Mart 2012 Salı

Kadınların en büyük sağlık sorunları

Kadınlarda sık görülen 5 hastalık
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Hüsnü Görgen, en sık rastlanan beş kadın hastalığını anlattı ve tedavileri hakkında şu bilgileri verdi:
1-VAJİNAL AKINTI
Ergenlik çağından itibaren her kadının mutlaka karşılaştığı vajinal akıntı sorunu fizyolojik nedenlerle ya da bir hastalığa bağlı olarak ortaya çıkıyor.
Enfeksiyona bağlı akıntılar: Fizyolojik nedenlerin dışındaki akıntılar ise mantar, bakteriyel vajinozis, trikomonas denilen ve bir kısmı cinsel yolla bulaşan (Klamidya, Mykoplazma gibi) enfeksiyonlar nedeniyle oluşuyor. Kötü kokulu, süt kesiği görünümlü, koyu renkli veya kaşıntıyla beraber görülen bu tür akıntıların tanısı, muayene ve gerekiyorsa kültür alınması gibi ek incelemeler sonucunda konuluyor. Bu akıntılara neden olan enfeksiyonlar tedavi edilmediği takdirde ilerleyen yıllarda üreme organlarında yapışıklık, tıkanma ya da dış gebelik gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. Enfeksiyonların tedavileri ağız yoluyla alınan antibiyotikler ve vajinal tabletlerle yapılıyor.
Fizyolojik akıntılar: İki adet arasındaki yumurtlama döneminde rahim ağzındaki tıkaç, spermlerin içeri girmesine izin verebilmek için sıvı hale geliyor. Bu nedenle, sanki rahim ağzı nezle olmuş gibi bir akıntı başlıyor. Bu tür şikâyeti olan kadınlar, yumurtlama dönemini takip ederek akıntının bu günlere denk gelip gelmediğini belirleyebiliyorlar.
Eğer akıntılar söz konusu dönemde meydana geliyorsa herhangi bir tedaviye gerek duyulmuyor. Kadınlar fizyolojik akıntıdan rahatsız olup, aşırı titiz davranarak vajeni, antibakteriyel madde, sabun ya da su ile sık sık temizleyebiliyorlar. Oysa bu davranış vajenin florasını bozuyor, mantar ve bakterilerin üremesine neden oluyor.
Renksiz ve kokusuz olan fizyolojik akıntıların bir diğer nedeni de özellikle hamilelik ve adet dönemlerinde rahim ağzının dışa dönmesi (servikal eversiyon), yara benzeri kırmızı bir görüntü alması ve salgı bezlerinin dışa dönmeye bağlı olarak daha fazla çalışması oluyor. Bu tür şikâyeti olan kadınların smear testleri normal sonuç veriyorsa, akıntı normal kabul ediliyor.
2- ADET DÜZENSİZLİĞİ
Düzenli bir adet mekanizmasında beyinden salgılanan hormonlar yumurtalıkları uyarıyor ve yumurta hücresi büyümeye başlıyor. Büyüyen yumurta hücresi östrojen ve progesteron üretiyor. Bu hormonların etkisi ile rahim içerisindeki doku gebeliğe hazırlanmak üzere kalınlaşmaya başlıyor. Kadın hamile kalmadığı her ay bu dokuyu yaklaşık 60-80 ml kan ile birlikte atıyor. Bu mekanizma çeşitli nedenlere bağlı olarak bozulabiliyor. Hormonal nedenlere bağlı düzensiz kanamalar 'disfonksiyonel kanama' olarak adlandırılıyor. Polip, miyom, endomterium (rahim) kanseri ve hiperlazi (rahmin iç duvarının kalınlaşması) gibi patolojik nedenlerle kanama düzensizlikleri de görülebiliyor. Hastanın öyküsü alınıp, muayenesi gerçekleştirildikten sonra kanama düzensizliğinin nedeni ortaya çıkıyor. Eğer sebep patolojikse tedavide cerrahi ön plana çıkıyor veya histereskop yöntemi ile polip ya da miyom alınıyor. Fonksiyonel bir kanama ise hormonlar ilaç tedavisi ile düzeltilmeye çalışılıyor.
3- CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUKLARI
Ülkemizde cinsel fonksiyon bozuklukları konuşulmuyor. Bu tür sıkıntıları olan kadınlar doktora genellikle ağrı şikayeti ile başvuruyor. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanları, hastaların anatomik problemleri olup olmadığını inceliyor, cinsel ilişki sırasında oluşan fizyolojik değişiklikleri anlatıyorlar. Patolojik bir sorun, endometriozis, ağrıya neden olan miyom ya da geçirilmiş bir doğum sonrası vajinal yara dokusu, cinsel ilişki sırasında ağrı yapabiliyor. Bunlar ayırt edildikten sonra eğer anatomik bir neden bulunamazsa, hastalar psikiyatri uzmanlarına yönlendiriliyor.
4- PELVİK AĞRILAR
Miyomlara bağlı ağrılar Miyomlar en sık ağrı ve adet düzensizliği ile belirti veriyor. Rahim duvarında çıkan ve birçok kadında görülebilen bu iyi huylu tümörlerin birçoğunda tedavi gerekmiyor. Ancak makat, idrar torbası gibi organlara baskı yaptığı durumlarda ve büyüdüğünde ağrıya neden olabiliyor. Miyomların rahim içi dokuya baskı yapması durumunda ise kanama düzensizlikleri görülebiliyor. Böyle durumlarda, cerrahi tedavi tercih edilebiliyor. Adet sancıları Rahim içindeki endometrium dokusu atılırken, rahmin kasılması ve rahim ağzı kanalından atılan pıhtılı kanın rahmin kasılmasıyla beraber oluşturduğu ağrı mekanizması birçok kadında görülüyor.
Bu durumdan şikâyeti olanlara, kanamayı da azaltan ağrı kesiciler verilebiliyor. Bazı kadınlar, kanamanın azalmasından endişe ediyorlar. Oysa bu ilaçlar rahim içindeki kanamayı azaltmasına karşın fazla dokunun atılmasını engellemiyor. Ağrıyı azaltmak için doğum kontrol hapı da kullanılabiliyor. Bu hapların içindeki hormon miktarı az olduğu için rahim içi dokusu az kalınlaşıyor ve az atılıyor.
Kanama az olunca, ağrı da azalıyor. Ancak aşırı ağrılı adet dönemi geçiren hastalarda endometriozisten de (çikolata kisti) şüphelenmek gerekiyor. Rahim içinde bulunan endometrium dokusunun karnın içerisindeki zarlar ile yumurtalığın içerisinde de bulunması anlamına gelen bu hastalık, 100 kadının 6'sında görülüyor. Kesin tanısı laparoskopik cerrahi ile konulabilen endometriozis, adet kanamasının azaltılması ile tedavi edilebiliyor.
5- KISIRLIK
Yaşam koşullarının değişmesiyle oluşan hormonal dengesizlikler, cinsel yolla bulaşan hastalıkların ve endometriozis hastalığının artması, hastaların sosyal yaşantı nedeniyle geç hamile kalmak istemesi, hamilelikle ilgili olumsuzlukların birikmesine ve hamileliğin oluşmamasına neden olabiliyor. Öte yandan hamileliğin oluşması için belli bir sürenin geçmesi gerekiyor. Kişilerin bilinen bir hastalığı yoksa en az bir yıl boyunca korunmasız birliktelik öneriliyor. Sağlıklı çiftlerin yüzde 25'i yumurtlama döneminde hamile kalıyor.
Bir yılın sonunda hamilelik oluşmadıysa yapılacak üç temel test bulunuyor: Erkeğin sperm ölçümü, rahim içi filmi çekimi ve hormon testleri. Bu testlerin sonuçlarından elde edilen verilere göre tedavi planlanıyor. Yumurtlama planlanıp, uygun zamanda ilişkiye girme, spermin rahim içine konulması (aşılama) ya da yumurta ve spermin dışarıda birleştirilmesi (tüp bebek) yöntemi ile tedavi yapılıyor.

12 Mart 2012 Pazartesi

Iphone ve çikolata ilişkisi :)

Iphone'unuz var , çikolatayı çok seviyor ayrıca da farklı olmak mı istiyorsunuz?? Mutlaka bu Iphone kılıfından bir tane edinmelisiniz:) www.enilginc.com a tık tık ..Fiyatı da 42,90TL

Benim Iphone um yok ;ama çikolata severim diyorsanız, size de usb tavsiye edebilirim.
 Fiyatı 34,90 alabileceğiniz yer www.superyaa.com usb 4 gb bu arada :)

11 Mart 2012 Pazar

Otobüs Halleri

Belediye otobüsleri....Binmeyeli 20 ay oldu sanırım..Nereden mi biliyorum bu kadar kesin? İrem'den ötürü :) Ama hayatımın çok büyük bölümü o otobüslerde geçti.Çok da severdim onlarda yolculuk etmeyi..Kulağımda walkman,elimde kitabım tıngır mıngır giderdim..Tabi bu sultanlık yer bulabildiğim zamanlar için geçerli...Tam ilk kalktığı yerden biniyorsun otobüse, pat 4-5 durak sonra pazarın kurulduğu yer..İşte orası fena!! Elleri kolları meyve sebze değil de kıyafet ve bilumum eşyalarla dolu...Otobüse biner sana acınası gözlerle bakar yer ver diye..işte gıcık oluyorum o yaşlı(!) teyzelere...Bre teyze sen o pazarı gezerken turp gibisin ,omuz ata ata kalabalığı yara yara gezersin otobüse gelince mi bayılcak gibi haller oluşur? 
Bir de iş saatine denk getirirler ne hikmetse..Sanırım gezmekten zamanın farkında değiller.. Yer vermek istemem çoğu zaman bu tipteki teyzelere ne kadar iğneleyici laflar söyleseler de! Kimin neresi ağrır kim hasta kim değil bilemezler ya...Gençsin, kalkmak yer vermek zorundasın gibi düşünürler..Sakata,gaziye, hamileye,çocukluya değil sözüm siz beni anladınız. Onların kredisi sonsuz bende..Ama o kabul gününden gelen, pazar gezenleri hiç anlayamadım sanırım anlayamayacağım da..Her ne kadar anlayamasam da onları bile özlediğim bir gerçek :)))